Bartın ilinin kıyı ilçelerinden birinde bulunan antik kentte, yaklaşık 2000 yıllık Roma dönemine ait bir stoa yapısının restorasyon çalışmaları başladı. Bartın Üniversitesi (BÜ) tarafından yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan yapı, 9 metre yüksekliğindeki mermer sütunlarıyla dikkat çekiyor. Bu görkemli yapı, Karadeniz Bölgesi'nin en önemli arkeolojik keşiflerinden biri olarak kabul ediliyor. BÜ Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yönetilen proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve özel bir şirketin desteğiyle hayata geçirildi.
Antik Kentin Önemli Bir Parçası: Stoa Yapısı
Roma mimarisinin ihtişamını yansıtan stoa yapısı, Korint düzeninde inşa edilmiş. Uzun yıllar toprak altında kalmış olan yapı, özenli bir çalışma ile ortaya çıkarılıyor. BÜ'nün yanı sıra farklı üniversitelerden akademisyenler, öğrenciler ve gönüllüler de restorasyon çalışmalarına katılıyor. Bu büyük ölçekli proje, Batı Karadeniz bölgesinin turizm potansiyelini artırmayı hedefliyor. Çalışmalar kapsamında, yapının orijinal mimari parçaları kullanılarak, "Anastylosis" yöntemi ile restore ediliyor. Bu yöntem, antik bir yapının orijinal taşlarını kullanarak birebir yeniden inşa edilmesini sağlıyor.
Kazı Çalışmalarının Önemi
2017 yılında bir okul inşaatı sırasında tesadüfen bulunan tarihi kalıntılar, bölgenin zengin arkeolojik geçmişini gözler önüne seriyor. Kazı çalışmalarında, Roma dönemine ait stoa yapısının yanı sıra, Büyük İskender başı, su perisi ve ev tanrısı heykelleri ile çeşitli sikkeler ve yazıt parçaları da bulundu. Bu buluntular, antik kentin zengin kültürel ve tarihi dokusunu ortaya koyuyor. Amasra'nın ve Karadeniz bölgesinin tarihine ışık tutan bu bulgular, Kültür ve Turizm açısından büyük önem taşıyor. Önemli bir turizm merkezi haline gelmesi bekleniyor. Kazı ve restorasyon çalışmaları sayesinde, Türkiye'nin kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.
Restorasyonun Geleceği
Şu ana kadar üç sütun ayağa kaldırılmış ve yapının doğu kısmındaki kaideler sergileme alanına yerleştirilmiştir. Bu da yapının tamamlandığında nasıl görüneceğine dair bir fikir veriyor. Gelecek yıl ise alanın tamamen ortaya çıkarılması ve restorasyon çalışmalarının tamamlanması planlanıyor. Bu projenin Amasra'nın ve Batı Karadeniz bölgesinin turizm potansiyelini artırması bekleniyor. UNESCO adaylığı sürecinde de önemli bir rol oynaması hedefleniyor. Projenin başında bulunan Prof. Dr. 'nin açıklamalarıyla birlikte, Amasra'nın tarihi geçmişi ve Roma dönemine ait bu muhteşem yapının yeniden canlanması, bölge için büyük bir fırsat oluşturuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ve Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinin desteğiyle sürdürülen bu çalışmalar, Karadeniz'in zengin tarihini ve kültürel mirasını gelecek nesillere taşımak için büyük bir adım niteliğinde.